Önsöz

Fotoğrafım
Köprünün üzerinde omzumda uyurken, seni izliyordum, boğazı aldatırken.

9.22.2009

---

Senin eşsizliğin, bulunmazlığın üstüne ne söylesem eksik kalır. Sadelikten korkmayan bir kadınsın bir kere. O köprünün altında vb. satılan balık-ekmekten alıp yemek istemen beni en çok gönendiren şeylerden biri. Sana ondan almak istemeyişimin tek nedeni midenin sağlığını düşündüğümdendir. Bunu kaç kez söyledim de sana. Adapazarı’ndaki kızla –neydi adı onun?- çektirdiğin fotoğrafta senin bütün hayat tavrın gizli. En gösterişsiz koşullarda da sen, o koşullardan hiç utanmadan, hiç yüksünmeden, bir ayağını gözü pek bir rahatlıkla ileri atabilirsin. Beni nasıl savunursun sonra. Birisi bana çok şişmanladığımı söylemişti de, hemen saldırıya geçmiş, şişman olmadığımı ileri sürmüştün. Oysa pekâlâ fazla okkalanmıştım o günler. Sen busun işte. Sevdiğini her durumda savunursun, onun kusurlarını görmezsin. Ne sevgilisin sen.

Ama Aragon’un şu dizesi de bir gerçek:

“Göğsüne bastırırken kırar sevdiği şeyi.”


(C.S.)

Hiç yorum yok: