Önsöz

Fotoğrafım
Köprünün üzerinde omzumda uyurken, seni izliyordum, boğazı aldatırken.

12.21.2008

ruhaltı

Evet bekledim. Neyiniz var sizin?
Bu bekleyiş, sizin, beni aşağılama hakkını vermez. Ben bekledim ve mutluyum. Biliyor musunuz; bir daha olsa yine beklerim. Evet tahmin ettiğiniz gibi, iflah olmam. Şu eleştirilere bakar mısınız, neden buluşma saatinden daha önce buluşma yerine gitmişmişim! Birincisi ben her önem verdiğim buluşmaya en az bir saat öncesinden giderim. İkincisi ise, kendime biraz vakit ayırmam gerekiyordu.

Aslına bakarsanız, onu beklediğim her dakika gerçekten mutluydum. Yanımda O varmış gibi gezdim Beyoğlu’nu o gün, tek başıma. Yeni yerler keşfettim, Güzel kafeler, barlar ve restoranlar. Bir tur attıktan sonra, kendime yenik düştüm, dayanamadım ve yine bir şeyler içmek için bir bara girdim. Tahmin ettiğiniz gibi fazla bir şeylerde içtiğim söylenemez. Ama yanımda getirdiğim kitabımı okuduğum söylenebilir. Birde, lütfen dikkatinizi şu saçma soruya çekmek istiyorum. “Neden onu bir kere bile aramadın, beklediğin bunca saat içinde?”
Eğer böyle düşünüyorsanız, size kendinize gelmenizi rica etmek zorundayım. Beni biraz tanıyanlar bilir. Buluşmamız hakkında kesin bir saate karar vermediğimiz açık bir gerçek olduğu gibi, benim istemdışı ondan bir telefon beklediğimde kabul edilmez bir gerçekti. İçimdeki “ya gelirse ne yaparım ben” korkusu beni yiyip bitiriyor, derin bir çıkmaza sürüklüyordu. Şimdi düşünüyorum da, yinede nasıl bu –anlamsız- düşünce halinin içine düştüğümü anlayamıyorum. Bu sürünceme halinde, işin içinden çıkılmaz bir hal aldığı gerçeği de peşimi bırakmış değildi. Ayrıca yine benim üstüme bu kadar gelmemenizi rica etmek zorundayım. Gerçekten de ortadaki bütün koşullar elverişli değildi. Ve bu koşulları elverişli hale getirmenin de bir yolunu bulamamıştım. Yine benim bu konunun üstüne, (beklediğim kız için) yeterince düştüğüm konusunda da özeleştiri yapmak beni doğrudan doğruya bunalıma da sokabilir. Evet yine bu konuya değinmek beni derinden korkuttuğu için vazgeçiyorum. Sonunda yaklaşık altı saatlik bekleyişten, bu altı saat içinde yaşanmışlıklardan ve o içinden çıkılmaz ruh halinden sonra vazgeçtim artık. Evet tahmin ettiğiniz gibi sadece o günden vazgeçtim. Diğer günler veya zamanlarda buna devam eder miyim? Tanrı sizi inandırsın buna yemin edebilirim.

Boşverin gelmedi işte.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

gelmedi değil.
sen gelmesini istemedin sevgilim.
(:

Adsız dedi ki...

şimdi de çakma Dostoyevski haaa..
şakşakşak=)

Arturo dedi ki...

off ne yapsam gerçek olamıyorum..