Önsöz

Fotoğrafım
Köprünün üzerinde omzumda uyurken, seni izliyordum, boğazı aldatırken.

5.13.2009

bekle

Nihayet yanındayım.

Heyecan içinde koşarken sana, neler düşündüm neler… Bize bunu neden yaptığını da düşündüm. Neden yaşadık bunları? Eminim seninde kendince cevapların vardır ama bizim daha çok sorumuz var.

İkinci gün… Umarım bugün biraz daha iyisindir. Şuan yanına doğru bitmek tükenmek bilmeyen bir yolculuk yapıyorum. Zaman önümdeki engel… Dün gördüm ki biz senin için ağlıyoruz fakat sen hem bizi hem de hemşireleri güldürmeye çalışıyorsun. Biliyorum hiç uslanmayacaksın. Unutma ki ne yaparsan yap hep yanında olacağız. Hâlâ seviyoruz seni, eksilmiyorsun. Dün gözlerimin içine öyle bir baktın ki, son bakış olarak kabul ettim. Anlamlı bakıyordun, özlemiş, zamanı gelmemiş, gitmek istemeyen, bizi seven bir bakıştı o. Ben de o şekilde baktım sana. Hayatı anlattık birkaç saniyede. Ve ben anlattıklarının hepsini anladım. Umuyorum ki sen de anlamaya çalışmışsındır.

Dün, yıllar sonra biraz daha büyüttün beni. Birkaç yaş daha yaşlandım. Şimdi istiyorum ki bu bana öğrettiğin son şey olmasın. Seni senden öğrenmek istiyorum.

Arkadaşlarının çok selamı var sana. Birkaç akrabanın da. En çok da Erol abi’nin. Senin kahvende oturduk dün. Arkadaşların seni sordu, gözlerimiz anlattı, yorgunluğumuz. Çay, sigara, masalar, arkadaşların hatta telefonun bile oradaydı. Bir tek sen eksiktin.

Eksik olma.

Şimdi sırası değil,
gitme baba.

Hiç yorum yok: