Önsöz

Fotoğrafım
Köprünün üzerinde omzumda uyurken, seni izliyordum, boğazı aldatırken.

6.30.2010

saçmalık.



Bir adam var. Aramıyor, sormuyor merak etmiyor, öğrenmek istemiyor ama bu konu önemli! Fark edemiyor ne kadar önemli olduğunu. Belki fark etmek istemiyor. Oysaki ne olursa olsun araması gerekirdi. Neyi doğru yapmıştı ki zaten hayatta, bence kızmamak gerekir. Sonuçta, siz karşındakinin sizi anlayabildiği kadar anlayışlısınızdır. Anlayışlı olmayan birinden de araması beklenemez ya… Şöyle de olabilir; o adama kırılmak da yanlıştır. Sonuçta sizin kırıldığınızı bile anlayamaz, siz önünde can verseniz dönüp bakmaz bile. Şu açıdan bakarsak; belki de adam, nasıl oluyor bilmiyordur ya da ne kadar kolay. Mesela o adam, rüzgârda savrulan bir yaprak gibi yok olup gitse bile arayacaktır! Aramalıdır da. Ya da siz o adamı buruşturup çöpe atsanız… Ee ne olmuş? Arayacak! Peki, mesela uzak bir arkadaşına davranmayacağın gibi, sokakta hiç tanımadığı birisine davranacağından daha kötü davranılsa? Saçmalamayın! Arayacak! Çünkü siz sarıldınız. Ya da sarılarak terk ettiğinizi sandınız.

Hiç yorum yok: