Önsöz

Fotoğrafım
Köprünün üzerinde omzumda uyurken, seni izliyordum, boğazı aldatırken.

6.21.2010

yapma.


Sen yaşamadın, “sen.ben - biz” yaşadık. Sen bıraktın, ben kurtarmaya çalıştım. Sen beni hiçe sayarak sevgisizce sustun, ben konuşman için yalvardım. Sen konuştun, ben dinledim, hayran oldum. Sen küstün eğlenmene baktın, ben yıkıldım. Sen delirdin, ben delirdim, ben düzeleceğimizi umdum. Sen kavga ettin, ben kavga ederken kaçtın. Sen yüzeysel gözyaşları döktün, ben o gözyaşlarıyla senden çok daha fazla acı çekerken kendimi serinlettim. Sen yıktın beraber olduğumuz evi, ben onarmaya çalışırken kayboldum. Sen öldürdün beni, ben hapse girdim. Sen ıslandın, ben hâlâ yanıyorken. Sen evlenmeyi düşündüğün bir insanı duygusuzca terk ettin, ben hayal kurdum. Senin kurduğun hayaller fantastikken, ben gerçekçi düşündüm. Sen hastalandığında, ben, ben yanında olmadım mı? Sen taşındın, ben yeni bir işi geri çevirip, gururumu ayaklar altına alıp Türkiye’ye döndüm. Sen orada olmamı istedin, ben orada olamadığım için kahroldum. Sen yalnız uyuduğunu söyledin, her gün senin yanında kalacakken, sen gözlerime bakarak sevdiğini söylerken, sabredemedin. Sen camdan kadındın, kırıldın ve benim her yanım kesik içinde. Sen, sakın bana tek yaşadım deme, en azından saygı duy. Sen tek uyudun, ben kırk derece havada titreyerek uyudum. Sen tek ağladın, ben, ben.

Bunların yanında akkavakkızı,

Senin sorumsuzluğun yüzünden ben binlerce kilometre öteden babalık duygusu yaşarken kahroldum. Ben, senin için yaşarken, sen sadece kendin için yaşadın, Aylarca ben seni bekledim. Ben senin en ufak üzüntünü dinledim. Ben seni yanlışlardan döndürmeye çalıştım. Ben, bana sayfalarca yalan söylerken, yanında oldum. Ben, ailemi karşıma alıp seni savundum. Ben o insanları seni sevmesini sağladım. Ben annen için koşturdum. Ben acı çektim. Sen acımasızlaştın. Sen umursamadın. Sen kendine sahte arkadaşlar edindin. Ben metro çıkışında hayatımın en kötü gününü yaşamama rağmen, yanında oldum. Hata yaptığım zaman bin kere üzüldüm, senin hatalarını ise sadece affettim. Ben sevgiye inandım. Ben sana aşkta oyun olmaması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Düşecekken ben tuttum seni. Ben, kurtardım bizi yıkımın eşiğinden, kaç kere. Kaç kere yapma dedim. Ben senin için yaşadım. Sen bunu göremedin. Ben senin elinin değdiği bir eşyayı bile sevdim, sen “elimi” bir nesne olarak sevdin. Ben sevgililer gününde param olmadığı için uyuyamadım. Ben seni mutlu edebilmek için borçlandım. Bana evde oturmak bile yetecekken, belki sen eğlenmek istersin diye ben para buldum. Ben seni değerli bir insan yapmaya çalıştım. Ben, başarısız oldum. Ben. Ben. Ben. Bu böyle devam eder. Binlerce yüzbinlerce ben. Yapma. En azından hakkını yeme “biz”in.

Hiç yorum yok: