Önsöz

Fotoğrafım
Köprünün üzerinde omzumda uyurken, seni izliyordum, boğazı aldatırken.

4.08.2009

O.

Uzun zamandır uzak durmaya çalıştığı kitabı açtı ve okumaya koyuldu. Son şansıydı o kitabı okumak, gerçekle yüzleşmek. Kelimeler kelimeleri, cümleler cümleleri kayıp giden bir yıldız gibi takip ediyor, her kayan yıldızda, gökyüzü biraz daha kararıyordu. Bir sanat eseriydi bu. Paha biçilemez… Çok iyi bir dille yazılmış bu kitabı okurken, etkilenmemek hatta ağlamamak elde değildi. Gözlerinden süzülen yaşları durduramıyor bir yanda da titreyen elleriyle, eriyip giden sayfaları çevirmeye çalışıyordu. Bu kahredici bu ona ölümü düşündüren kitap, gerçeği sert bir tokat gibi suratına çarpmıştı. İnsanların bazen içinde bulunduğu durumu ya da yaptıkları hataları fark etmeleri için böyle bir tokada ihtiyaçları var olduğu aklına geldi.
Her sayfayı tekrar tekrar okumaya başladı. Kendini, gözlerini durduramıyor, bu çıkmazın içinden nasıl çıkacağını düşünmek istemiyordu. Birkaç saatte kitabın sonuna geldiği zaman yorgun düşmüştü, ağlamaktan, kahrolmaktan. Tedirgin bir ölüm kokusuydu yaşadığı. “Buraya kadarmış” dedi, hiç düşünmeden. “Çok bile…” O’nu diliyle, kurgusuyla, yazım biçimiyle deliye çeviren kitabın son sayfasına geldiği zaman, okuduğu son yazıyı gördü.

Bana bu kitabı yazdıran sevgili …… ‘ye teşekkürü bir borç bilirim.

O’nun sevdiği kadın yazdırmıştı bu kitabı yazara. Yazar için küçük, O’nun için büyük bir sayfa.

Çok fazla dayanamadı bu acıya. Odasında ölü bulundu.

Aşk krizinden.

Hiç yorum yok: